20 Aralık 2012 Perşembe

Kahvaltılıktan meze olur mu? Olur!

Zeytin Piyazı


Zeytin toplama mevsimi şimdi. Yağlar sıkılıyor, yeşil zeytinler salamuraya giriyor, siyah zeytinler selelerde... Geçen yıldan kalan yeşil zeytin ne olacak peki? Mis gibi duruyor durmasına da yeni zeytin varken o yenir mi? Ne yapmalı, ne yapmalı? Bu zeytini nasıl edip de sofraya koymalı? derken... Zeytin piyazı gibi şahane bir fikir geldi aklıma. Aldım zeytinlerimi başladım uydurmaya.

Salamura suyundan çıkan zeytinleri sudan geçirdikten sonra kesme tahtasında bıçağın sırtıyla hafifçe ezip çekirdeklerini çıkardım. Çekirdekleri atmadım *.



 Sonra içine 2 taze soğan, biraz maydonoz, biraz dereotu, biraz ceviz, bir tutam kekik, azıcık pul biber, zeytinyağı kattım.





Üzerine biraz da nar ekşisi gezdirince mmmmm nefisss... İşte sonuç. (tuz yok, zeytin tuzlu zaten) :)





 Fındık Turp

Bizim burada fındık turp demezler ona. "Sosyete Turbu" derler. Pazardaki cemiyet hayatının ikoncanı olma nedeni tamamen ekonomik. Normal turbun kilosu 1 TL iken bu mıncırığın demeti 1 TL. Pazarcı utanıyor haliyle satmaya. Tek tezgahta bulunur. Adı da sosyete turbudur.



O zaman yapalım bir hovardalık. Sosyete turbunun meze haline de sosyetik hatun mezesi diyelim. Turpları yıkayıp dörde bölüp, yarım limonun suyuyla buluşturalım şimdilik. Sofraya koymadan üzerine maydonoz da koyarız olur biter.





Nar Gibi Domatesle Beyaz Peynir..


Aman tamam biliyorum mevsimi olmadığını, evet dondurucudan kullanıyorum yemeklere ama bünye de istiyor arada domates lezzetini. Kırk yılın bir başı çok görmeyin yani :)

Evde sertçe bir peyaz peynir var. Tadalım diye hediye geldi. Mis gibi süt kokuyor gerçi de ben biraz daha az sert seviyorum beyaz peyniri. Bakalım bakalım şurada biraz reyhan olacaktı... Hah o da gelsin..





Peynir küp küp, cherry domatesler önce dörde sonra ikiye bölündü, reyhanın bir kısmı içine, birazı süs diye üzerine. Zeytinyağı da gezdirince... İşteeee....





Geçenlerde Antep Mutfakçıları ve Ege Mutfakçıları arasında bir tartışmaya şahit oldum. Et kullanan mutfaklar "zengin mutfağıymış", ot ve sebze kullanan mutfaklar "fakir mutfağı"... "Çorba taşı" ** nedir bilmeyen biri söyledi bunu :) Dünyanın her yerinde kadınlar yoktan var etmiş, buldukları malzemeyle "sevgi mutfağından" çeşit çeşit yemek çıkarıp ev halkını doyurmuştur oysa...

Neyse onlar tartışa dursunlar biz soframıza oturalım. Afiyetle...

* Zeytin kutsal meyvedir. Hiç bir şeyi ziyan olmaz. Yağı, meyvesi malum. Yaprağından çay yapılır. Yağ sıkıldıktan sonra kalan küspesi yakıttır. Çekirdeği de ister yakıt olarak kullanılır, ister o da ezilir, yağlıdır ve o yağdan sabun yapılır.

** Çorba taşı tencereye atacak çok az malzemesi olan kadınların icadıdır. Dereden temiz bir taş alınır ve çorba kazanında diğer malzemeyle kaynatılır. Şarkısı da şuradadır.





12 Aralık 2012 Çarşamba

Kanlıca Mantarı ya da Melki

Tayfun Taliboğlu zehirlendikten sonra başlığı görenlerin tüyleri diken diken olacak büyük bir ihtimalle. Yalnız... yol kenarından mantar alınmaz. Satan özellikle tanıdığınız biri değilse pazardan da mantar alınmamalı. Bir çuval mantarın içinde bir tane zehirli mantar geri kalan bütün mantarları zehirleyebilir.

Mantarı iyi bilen, tanıyan birinden almışsanız şu tarif aklınızda bulunsun.

Mantarları tozundan toprağından iyice arındırıldıktan sonra kaynamakta olan tuzlu suya atın ve beş dakika sonra çıkarıp süzün.





Büyüklüklerine göre irice kuşbaşı doğrayın.

Tavaya biraz zeytinyağı koyun ve kızdırdıktan sonra mantarları atın. İçine iri doğranmış 2-3 diş sarmısak, kekik ve pul biber ekleyin.

ve afiyetle yiyin...






İsterseniz haşladıktan sonra unlayıp zeytinyağında kızartabilirsiniz de...









6 Aralık 2012 Perşembe

Kış Lezzetleri

Dün akşam yemeğinde evdeki çıtır hanımla konuşurken "Anne yarın 'yazık çöpe gitmesin' yapsana" dedi... Nasıl yapılıyor o yemek? soruma 11 yaşındaki haliyle tarif ederek cevap verdi. Hani turp rendeliyorsun, maydonoz sapı kesiyorsun, tahin mahin koyuyorsun ya! :) Mutfağa meraklı olduğu belli oluyor değil mi? O zaman işte tahinli turp ve maydonoz sapı salatası  ya da Elif' e göre "Yazık Çöpe Gitmesin Salatası"


Tahinli Turp ve Maydonoz




Malzememiz: İrice bir turp, maydonoz sapları, bir bardak tahin, bir limonun suyu, 3-4 diş sarmısak, 3 çay kaşığı kimyon, 2 çay kaşığı toz kırmızı biber.

Turbu rendeleyip maydonoz saplarını da incecik kıymakla başladım işe. Onlar bir tarafta dururken bir bardak tahinin içine bir limonun suyunu ve dövülmüş sarmısakları ekledim. Kimyon ve kırmızı biberle tatlandırdım. Limon tahini koyulaştırabilir. Benim ihtiyacım olan koyuca bir boza ya da kek hamuru kıvamı. Onun için biraz suyla seyrelttim ve işte hepsini bir araya getirdim.


Karıştırıp süsleyince de işte karşınızda "yazık çöpe gitmesin salatası" :)



Pancar Sapı Çorbası

Sebzeliğe dalınca elime geçen hafta sonu aldığım pancarlar ve kara havuçlar  geçti. Birbirimizi şöyle tepeden aşağı bir süzdük. Pek bir meydan okur baktılar. Dayanamadım...






Madem öyle sizi şu tarafa alalım diyerek kendilerini tezgaha buyur ettim.

Önce iki kırmızı soğanı kavurdum, içine bir yemeklik kadar da kıyma attım. Pancar saplarını incecik doğruyordum ki... aklıma yaprağı çok azalmış ama sapları kalmış rokalar geldi. Onlar da incecik doğrandı. Bir pancarı da küp küp doğrayıp ekledim.


Hepsi birden tencereye girdiler. İçine yarım avuç ince bulgur attım. Tuzunu karabiberini ayarladım, sıcak su ekledim ve kaynamaya bıraktım. Yarım saat içinde ortaya şu çıktı...





Üzerine biraz maydonoz... Mmmmmm pek nefisti.

İki Kalas Bir Heves' in Pancar Versiyonu

Pancarlar ve siyah havuçlar hala beni süzüyorlardı. Bakmayın öyle! dedim. Gülüştüler. Peki o zaman son gülen iyi güler diyerek iki pancarla bir siyah havucu rendeleyiverdim.





Onlar biraz sızmayla ocakta kavrulurken son kalan maydonoz saplarını da incecik kıyıp tavada hepsini buluşturdum. Altını kapatıp soğumasını bekledim ve içine ceviz, sarmısak, kırmızı biber ve yoğurt ekledim.





Çok sevdiler birbirlerini, hemen kaynaştılar ve işte...





Çorba tamam, iki çeşit meze/salata tamam. Yanına bir ızgara, biraz kızarmış patates... Bu gün de yemeğimiz var şükürler olsun. Daha ne olsun? Afiyet olsun :)

Tuz: İçine dövülmüş sarmısak koyduğum hiç bir yemeğe tuz eklemem. Sarmısağı döverken kullandığım tuz yeterli. Aklınızda bulunsun...

5 Aralık 2012 Çarşamba

Benim Kitaplığım

Sizin Kitaplığınız Nasıl? diye bir etkinlik düzenlemiş Leylak Dalı ...

Vallahi dayanamam :)

Benim kitaplığım böyle... Her rafta 3 sıra kitap :( Sığamıyorum artık...



27 Eylül 2012 Perşembe

Karnabahar Salatası

Yaşasın yaşasın karnabahar çıktı. Çiçek de derler bizim buralarda ama brokoli de çiçek, isterken dikkatli olmalı.

Bir arkadaşım karnabahar hakkında "hiç sevmem, tezgahta görmeye dayanamam, kokusuna tahammülüm yoktur" diye atıp tutarken "büyük konuşma" demiştim. Buna rağmen fikrinde ısrarcı oldu. Bana da susmak düştü. Yalnız intikam soğuk yenen bir yemektir unutmamalı, sabırlı olmalı :)

Bir akşam yemeğe çağırdığımızda bu salatadan koca bir kâse yaptım ve "kapat gözlerini sana bir şey tattıracağım ne olduğunu bakalım anlayabilecek misin?" diye sordum. Gözleri kapalı tadına baktı ve bayıldı. O gün bugün bu salatayı o da keyifle yiyor. Şimdi hazırsanız başlayalım. Bu da gayet kolay bir tarif. Elinden ilk yediğim insan da kocam.



Malzeme: Karnabahar, limon, sarmısak, hardal, zeytinyağı, sumak, taze soğan, sivri biber, acı seviyorsanız kırmızı biber, isterseniz turp ya da havuç, yer elması gibi sert kış sebzeleri.

Karnabaharı küçük çiçekler halinde yıkayıp bir kâseye koyuyoruz. O biraz beklerken...

Dövülmüş 4 diş sarmısak, iki limonun suyu, sumak, bir tatlı kaşığı hardal, kırmızı biber ve zeytinyağını küçük bir kapta çatalla hızlıca çırpıyoruz.

Bu karışımı karnabaharların üzerine döküp iyice karıştırıyoruz. Üzerine taze soğan ve biberi de doğrayıp karıştırmadan bekletiyoruz. Karıştırmayı sofraya getirmeden hemen önce yapın bence. Soğan ve biberler o zamana kokusunu salataya verir ama sosun etkisiyle renk ve biçimlerini kaybetmezler böylece.

Kolaymış değil mi? Afiyetle...




26 Eylül 2012 Çarşamba

Pancar Turşusu

Tarif İlhan Eksen' in  "Dengeli Demlenme ve Rakı Mezeleri" adlı kitabından...

1/2 kg kırmızı pancar, 1/3 bardak limon suyu, 2/3 bardak sirke, 4 diş sarmısak, 2 kesme şeker,tuz.

Pancar yıkanıp paklanıp tencereye girer ve su ile üzerini örter içine 2 de kesme şeker atılır. Yumuşayıncaya kadar tıkır tıkır haşlanır.



Teker teker tencereden çıkarılır, tencerede kalan su dökülmez. O süzgeçte serinlerken 4 diş sarmısak tuzla dövülür. Bir bardakta sirke ve limon suyu ile sarmısak karışır.

Pancarlar tam soğumadan soğuk su altında kabuklarından soyulur ve kalın halkalar halinde dilimlenir.

Kavanoza doldurulur, üzerine bardaktaki karışım eklenir ve kalan boşluğa tencerede kalan suyun üzerinden alınarak eklenir.
Sabah yapılıp akşam tüketilebilir, bekledikçe lezzetlenir.

1.) Küçük kaselerde suyu ile birlikte tüketilebilir.
2.) Salatalarda kullanılabilir.
3.) Rendelenip yoğurt ya da mayonez ile karıştırılabilir.

Afiyetle..







Pazardaki Nutuk!

Sanıyorum milenyumun ilk yılıydı. İlhan Eksen' in "Dengeli Demlenme ve Rakı Mezeleri" adlı kitabını didik didik ederken Pancar Turşusu tarifini gördüm. Çok da sevdiğimden koştum pazara. Pancarları aldığım satıcı: "Abla saplarını keseyim mi?" diye sordu. Ben de: "Aman kes, ben  evde atacağıma burada atılsın" demiştim ki... Olan oldu. Yaşlı bir teyze kolumu tuttu ve "Gızım sen goceni niye sevmeyon?" diye sordu. Seviyorum valla çok seviyorum ikna edemedim. Gocesini seven karı bancarın saplarını çöpe atmaz onlardan yemek çıkarıverir. Siz böyle yapeyonuz, gadir gıymet bilmeyonuz nutkuyla pazarın ortasında beni epey bir rezil etmişti.

Bu tarif o sevgili teyzeye armağan olsun. Bir şeyin sapının da yenebileceğini hem de çok sevilebileceğini ondan öğrendim. Saygı ve şükranlarımla...

Kocasını Seven Teyze Yemeği

Malzememiz bu kadar...

Bir bağ pancar, bir kuru soğan, kocamızı çooooooook sevdiğimiz için atmayıp kullandığımız maydonoz sapları, yarım çay bardağı zeytinyağı. Tuz kesinlikle kullanılmayacak.

Pancarların gövdelerini haşlanıp turşu olmak üzere, iki kesme şeker ve bir tatlı kaşığı tuz ile birlikte ocağa koymuşken sapları ile pişirilecek aşk hikayemize başlayabiliriz.

Önce soğan ve zeytinyağı tavada buluşurlar... Bir kıvılcım çakar ve ateş yanar..

Tam yanıp kavrulurken tavaya pancar saplarının "sap" kısımları eklenir. Saplar serttir pişmeye daha zor ikna edilir ama aslında kalbi yumuşacıktır yapraklar eklenene kadar geçen süre sadece 4-5 dakikacıktır.

Yumuşayan pancar saplarını daha da yumuşatmak için işin içine pancar yaprakları da girer...

Karışanı görüşeni bol bir aşktır bu, maydonoz saplarının söyleyecek bir kaç sözü vardır.

Çok az karıştırılır ve sonuçta ortaya çıkan şöyle bir görüntüdür.



 İstenirse karabiber de eklenebilir.

Bu aşk hikayesinden doğabilecek çocuklar şunlardır:

1.) İçine anında 2 yumurta kırılıp şöyle bir karıştırılır, taze ekmekle yenir.

2.) Kalmış peynirler rendelenir ve börek içi olarak tüketilir.

3.) Sarmısaklı yoğurt ve ceviz ile "Pancar Sapı Borani" olur.

4.) İstenirse poşetlenip dondurucuya kaldırılabilir.

 * Yendikten sonra tuvalette kanama geçiriyorum diye paniğe kapılmamak gerekir. Boyar mübarek :)
** Turşu tarifi daha sonra

Afiyetle...


 


19 Eylül 2012 Çarşamba

İki Kalas Bir Heves

derler.. Yeter ki heves olsun, neler neler yapılır...




Malzeme işte bu. İki kabak, bir havuç. Yani iki kalas bir heves... Zeytinyağı ve un.

Kabakları ve havucu soyuyoruz...
Rendeleyip içine yarım çay bardağı zeytin yağını ekleyip ocağa koyuyoruz.




Çabucak kavuruyoruz...




Altını kapatmadan bir dakika önce bir çorba kaşığı un ekleyip karıştırıyoruz..





Şöyle toparlanıp biraz macun kıvamını alıyor...

Soğuyunca da kilitli torbaya koyup dondurucuya atıyoruz...

Şimdi bundan ne mi olur?

1.) İçine bir avuç ceviz dişe gelir kıyılır. Bir tutam dereotu, biraz kırmızı biber ve sarmısaklı yoğurt konulursa nefis bir kabak salatası olur.

2.) Taze soğan, dereotu, maydonoz eklenir. Un, yumurta ve yoğurtla karıştırılır mücver olur.

3.) Taze soğan, dereotu, maydonoz, nane, pul biber eklenir. Börek içi olur. O böreği yaparken yufkanın üzerine bir de soda dökülürse tadına doyulmaz.

4.) Sebze çorbasına katılır lezzet verir.

5.) Yumurta, dereotu, taze soğan ile de işte size omlet...

İki kalas bir heves işte :) Afiyetle...